"Türkiyənin öz torpaqlarından sonra ən çox Şəhidi olan ikinci torpaq Can Azərbaycandır"

"Türkiyənin öz torpaqlarından sonra ən çox Şəhidi olan ikinci torpaq Can Azərbaycandır"
(25-10-2020, 15:30)

Türkiyə prezidentinin baş danışmanı, təpədən dırnağadək Azərbaycan sevdalısı Yalçın Topçu Moderator.az-ın iki sualını cavablandırıb. Onun cavabını olduğu kimi, yəni hansısa tərcüməyə gərək bilmədən oxucularımıza təqdim edirik:

"Türkiye ile Azerbaycan, ayrı beşiklerde büyümüş bir ananın ikiz evlatlarıdır.

Çok boyutlu ve stratejik düzeydeki ilişkilerimize,

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün;

“Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz,kederi bizim kederimizdir" ve Umum milli lider Haydar Aliyev'in; "Biz bir millet, iki devletiz" veciz sözleri ışık tutar.

Türkiye’nin kendi topraklarından sonra en fazla şehidinin bulunduğu ikinci toprak Can Azerbaycan’ın topraklarıdır.

İki müstakil kardeş ülke ve halkının her türden ilişkisi tarihidir ezelidir kaim ve daim aynı zamanda özgündür.

“Askeri Üs Meselesi”

Şanlı Azerbaycan ordusu cephede tek bir sivile zarar vermeden her gün yeni toprakları işgalden kurtararak mütecaviz işgalci, Uluslararası hukuku çiğneyerek insanlık suçu işleyen Ermenistan’a cephede gereken dersi veriyor.

Azerbaycan ordusu vatanın işgal altındaki her karış toprağını geri almaya kendi göbeğini kendi kesmeye işgalcileri İt gibi kovalamaya muktedirdir.

Dünya da bunu zaten gayet iyi bilmektedir.

Azerbaycan’ın kahraman evlatları Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in başkomutanlığında,

halkından aldığı güçle ve bütün iyi insanların dualarıyla tarihsel adaleti yeniden tesis ediyor.

Ermenistan’ın Temmuz ayında Tovuz’a gerçekleştirdiği saldırıdan bu yana Azerbaycan’da Türkiye’nin askeri üs kurması için anlaşma yapıldığı yönünde dezenformasyon maksatlı asılsız haberler çıktığına şahit olduk.

Bu algı operasyonunun kaynağı belli,cevabı ise kısa ve nettir:Türkiye’nin, nerede olursa olsun, kardeş Azerbaycan’a destek vermek için askeri üs kurmasına ihtiyacı yoktur.

Bunun için özel bir anlaşma yapılması da gerekli değildir.

Bu sebeple,Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin emsali olmadığını dosta düşmana gururla söylüyoruz.

Türkiye ve Azerbaycan müttefikliği de zaten olabilecek en üst seviyededir.

Askeri alanda uzun yıllara dayanan ilişkilerimizin temelinin güçlü bir tarihi müktesabatı vardır.

Ordularımız her yıl hem Türkiye’de hem de Azerbaycan’da 10’dan fazla planlı tatbikat icra ediyorlar.

Bu yıl bile pandemiye rağmen tatbikatlar devam etti.

Ağustos ayında Azerbaycan’da yapılan “Turaz Kartalı 2020” eğitimleri de yıllık planlı tatbikatlar arasında yer alıyor.

Bu bağlamda Türkiye ve Azerbaycan arasında askeri ilişkiler zaten en üst seviyededir.

“Ermenistan’ın kendi topraklarından Azerbaycan’a roket ve füze saldırıları düzenlemesi”

Mütecaviz Ermenistan’ın Azerbaycan’ın sivil yerleşim yerlerine yaptığı ASALA-PKK-YPG destekli terörist saldırıları ile Uluslararası hukuku çiğniyor ve insanlık suçu işliyor.

Bu duruma seyirci olanlar insanlık vicdanında ve Uluslararası hukuk çerçevesinde suçludur.

Ermenistan’ın 27 Eylül tarihinden bu yana gerçekleştirdiği bu insanlık suçuna karşı’ Azerbaycan, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkına istinaden halkını ve egemenliğini korumak, uluslararası düzeyde tanınan toprak bütünlüğünü tesis etmek maksadıyla Azerbaycan topraklarında sürdürdüğü karşı harekatın hedeflerini ve çerçevesini net bir şekilde ortaya koymuştur.

Azerbaycan savaşını kendi topraklarında orantılılık ve askeri gereklilik ilkeleri temelinde bir iç asayiş olarak sürdürmektedir.

Bu çerçevede, şanlı Azerbaycan ordusu, uluslararası düzeyde tanınmış,halen yürürlükte olan dört BM Güvenlik Konseyi kararında teyit edilmiş vatan topraklarında işgali sona erdirmek için cansiperane mücadele vermektedir.

Azerbaycan’ın davası bir hak, hukuk, bölge ve dünya barışının hakim olmadı davasıdır.

Azerbaycan ordusu kahraman evlatları ile cephede uluslararası hukukun belirlediği meşru askeri hedeflere karşı harekat icra etmektedir.

İşgali sürdürmek için her yolu meşru gören işgalci Ermenistan’ın aksine Azerbaycan uluslarası hukukun meşruiyeti içinde mertçe cephede onurlu mücadelesini sürdürmekte ve sivilleri hedef almamaktadır.

Maalesef Ermenistan ihtilafı genişletmek için kendi topraklarından gerçekleştirdiği füze ve roket saldırılarıyla Azerbaycan’ın Ermenistan topraklarını vurması için kışkırtmaya çalışmaktadır.

İşgalci Ermenistan bu savaşı tek başına kazanamayacağını gayet iyi bilmekte,maşalığını yaptığı güçlere ve Ermeni Diasporasına yaranmak için her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa ve terörist illegal yolları denemekte.

Azerbaycan meşru askeri hedeflere karşı halkını savunma hakkını saklı tuttuğunu belirtmek suretiyle,bu oyuna gelmeyeceğini Cenap Başkan İlham Aliyev birçok kere kesin bir dille ifade ettiler.

Azerbaycan Ermenistan’a karşı gereken tedbirleri insan haklarını gözeterek Uluslararası hukukun meşruiyeti dahilinde almaya devam edecektir.

“Allame Muhammed İkbal bugün sağ olsaydı eğer; sanıyorum ki bu sefer de Efendimize terör devleti Ermenistan’ın füzeleri altında henüz 1 yaşındayken gece uykusunda şehit olan Genceli Medine’nin bir şişe kanını takdim eder, ve “Mübarektir Ya Resulallah” derdi.

Ve bugün sağ olsaydı eğer Türkistan’ın şehidi Abdülhamit Süleyman Çolpan;

“Güney Kafkasya Kışlağı Azerbaycan’ın Muzaffer Ordularına.

Ey Kür! Ey Aras! Ey Azadlık erleri!

Şuşa’daki Molla Penah Vakıf’ın kabrine,

Çıdır Ovası’ndan Hâr-ı Bülbül götürüp dikene kadar ileri!” derdi.

Ve bugün sağ olsaydı Kazak Türk’ü Şehit Mağcan Atamız;

‘Uzaktaki Azerbaycan’lı kardeşleri için;

“Türk'ün canı gerçekten hasta mı,

bitti mi hâli.

Yürekteki ateş söndü mü, kurudu mu damarında kaynayan atalar kanı?” diye Türk dünyasına seslenirdi.

Ve bugünleri görseydi Mehmet Akif Ersoy, Hüseyin Cavid,Ahmed Cevad’a haber salıp Azerbaycan’a doğru yola çıkardı;

“Üstat,sizi Türkçü görüyorum”diyecek olana da, ”Ya ne zannediyorsun? Türk’e hiçbir milletin horoz olmasına tahammül edemem!” derdi.

Cephede vatan toprakları uğrunda canlarını feda eden aziz şehitlerimize ve Ermenistan’ın sivil yerleşimlere yönelik menfur saldırılarında hayatını kaybeden tüm sivil kardeşlerimize ve Medine bebeklerimize Allah’tan rahmet ailelerine başsağlığı, yaralı kardeşlerimize de acil şifa diliyorum.

Allah; kardaş Azerbaycan devletini ve milletini dünya durdukça kaim ve daim etsin korusun ve yüceltsin.

Ana səhifəyə qayıt Oxunub: 91

Xəbəri paylaş